KİMYASAL YANIKLAR ve HASARLAR
Günlük hayatımızda birçok tehlikeli kimyasal madde ile iç içe yaşıyoruz. Günlük aktivitelerimizin her hangi birinde bu tehlikeli maddelerle yaralanabiliriz. Genel olarak bu kimyasallar alkaliler, asitler ve organik bileşikler olarak sınıflandırılabilir. Alkali cinsi maddeler hidroksidler, karbonatlar ve kostik sodalar olup sanayi tipi temizleyiciler, fertilize edici ürünler, soba ve kanal temizleyici ürünler içinde bulunurlar. Alkaliler çimento ve harç içinde de önemli oranda bulunurlar. Banyoda bulunan temizleyiciler ve kir çıkarıcılar içinde de bulunurlar. Bundan başka yüzme havuzu suyu temizleyiciler ve arıtıcı kimyasallar içinde de bulunurlar. Asitler bilinen asit solüsyonlardır.
Organik bileşikler hem temas ettikleri bölgede hasar yaparlar hem de sistemik etki gösterirler. Fenol, solvent ve petrol ürünleri bu tür kimyasallardır.
Kimyasal hasarın ciddiyeti kimyasal ajanın cinsi, konsantrasyonu, hacmi ve temas süresi ile doğru orantılıdır. Ancak zaman faktörü her zaman hasarla direkt olarak ilişkilidir. Kimyasal ajan hastanın üzerinde olduğu sürece verdiği hasar devam eder. Bunun için kimyasal ajanı uygun şekilde ve zamanda hastadan uzaklaştırmak çok önemlidir. Uzaklaştırırken yardımcı elemanların yaralanma riski çok yüksektir. En küçük temasla bile kolaylıkla yaralanabilirler.
Yaralanmaya neden olan kimyasal ajanların pek azının antidot’u vardır. Ancak kimyasal ajan hangisi olursa olsun ilk müdahale giysilerin çıkarılması ve etkilenen vücut bölgesinin kimyasal tozlardan fırça ile arındırılmasıdır. Daha sonra hemen akabinde bol su ile yıkama yapılır. Suyun yerini tutacak daha etkili ve ekonomik bir alternatif yoktur. Solüsyon değil toz kimyasallar ile olan yaralanmalarda ilk önce toz kimyasallar fırça ile temizlenmelidir. Fırçalanmadan su ile temas olursa , ilk temas eden su tozlarla birleşerek kimyasalı toz halinden solüsyon haline çevirir ve daha geniş alana yayılan kimyasal daha fazla alanda temas imkanı bulur ve daha fazla alanda hasar oluşturur. Bu nedenle ilk önce tozlar uzaklaştırılır, daha sonra bol su ile birden uzaklaştırılır. Spesifik antidotunu aramak için zaman kaybedilmemeli, su bolca kullanılmalıdır. Su ile temasta da ortaya ısı çıkabilir. Bu nedenle su hem bol olmalı hem de akıp gitmeli ve böylece yüksek ısı oluşmasına ve süresinin uzun olmasına izin verilmemelidir. Kural olarak su ile yıkama yaparken hastanın ağrı ve yanma hissi kaybolana kadar işleme devam edilmelidir.
Alkaliler asitlerden farklı olarak doku proteinlerine bağlanırlar ve bu nedenle daha uzun süre su ile yıkayarak seyreltilmeli ve etkisi azaltılmalıdır.